Kip ve Kişi Eki Alan Fiillere Ne Denir? Konuya Cesur Bir Bakış
Kip ve kişi eki alan fiillerin dildeki yeri, Türkçenin temel yapı taşlarından biri olsa da, ne kadar karmaşık ve tartışmaya açık bir konu olduğuna bir bakın! Hadi, bu fiilleri ve eklerini biraz ele alalım, çünkü bu konuda gerçekten net bir görüş oluşturmak istiyorum. Kip ve kişi ekleri, her ne kadar dilbilgisi açısından önemli olsa da, bir yerden sonra bana fazlasıyla gereksiz ve karmaşık gelmeye başladılar. Türkçede bir fiil kullanıyorsanız, bir de üstüne kip ve kişi eki eklemek neden bu kadar karmaşık hale gelmeli? Ama yine de, bu konu üzerinde durmak gerekiyor. Yani dilin gelişimine katkı sağlamak adına, hadi hep birlikte bu fiillere bakalım.
Kip ve Kişi Eki Alan Fiillere Ne Denir? (Basitçe)
Kip ve kişi eki alan fiiller, Türkçede dil bilgisi kurallarına göre, fiilin anlamını belirleyen ve zamanla şekil değiştiren yapılar olarak karşımıza çıkar. Kip, fiilin gerçekleşme biçimini belirlerken (olumlu, olumsuz, gereklilik, şüphe, vb.), kişi eki, o fiilin kimin tarafından yapıldığını gösterir. Örneğin; yazacağım, yazıyorsun, yazmıştı gibi fiiller, bu tanımın örnekleri olarak kabul edilebilir. Kısacası, kip ve kişi eki alan fiiller, fiilin zamansal ve kişisel durumunu belirler. Ama burada da işin içine farklı kipler girmeye başlayınca, dil birden karmaşıklaşır. Hadi gelin, bunu biraz daha derinlemesine irdeleyelim.
Güçlü Yönler: Kip ve Kişi Ekinin Katkıları
Türkçede kip ve kişi eki kullandığınızda, dilin ne kadar zengin ve anlam yüklü olduğunu hemen fark edersiniz. Her şeyin tek bir fiil üzerinden ne kadar çok anlam taşıyabileceği gözler önüne serilir. Diyelim ki, birinin geliyorum dediğini duydunuz. Bu basit bir cümle gibi görünebilir ama aslında; hem zaman hem de o fiili yapan kişinin kim olduğu hakkında size bir sürü bilgi veriyor. Geliyorum dediğinde, o kişi şu an gelmeye başladığını ve bizatihi o kişinin, yani 1. tekil şahsın bu eylemi yaptığını biliyoruz.
Bir diğer güçlü yönü, bu ekler sayesinde dilin çok daha duyarlı hale gelmesidir. Anlatımcı, hangi zamandaki eylemi vurgulamak istediğini seçebilir, şüpheci bir biçimde veya geleceğe yönelik net bir şekilde bir şey ifade edebilir. Yapacağım demek ile yapıyorum demek arasında büyük fark vardır. Hangi kipte olduğuna karar vererek, her şeyin anlamını bir adım daha netleştiriyorsunuz. Yani dilin esnekliği ve duygu yüklü olması bu eklerle sağlanıyor. Ve çoğu zaman, kimin neyi yaptığı da belirginleşiyor.
Peki, gerçekten ne kadar dikkatli olmalıyız? Örnek vermek gerekirse, yapacağım demek ile yapmıştım demek arasında fark var değil mi? Burada sadece geçmiş ile geleceği değil, bir de fiilin yapıldığı zaman aralığını, etkisini, belki de daha birçok duygu durumunu içeriyorsunuz. Bu kadar farklı kullanımlar hem güçlü bir dil yaratıyor hem de anlamı daha zengin hale getiriyor.
Zayıf Yönler: Kip ve Kişi Ekleri Çok Fazla Karmaşıklık Yaratıyor
Evet, hepimiz Türkçe’yi çok iyi bildiğimizi düşünüyoruz. Fakat Türkçe’deki kip ve kişi eklerinin bazen karmaşık hale gelmesi, dilin herkese birden hitap etmesini zorlaştırıyor. Neden mi? Çünkü her bir fiilin doğru şekilde kullanılması, dil bilgisi kurallarına dikkat edilmesini gerektiriyor. Ben geldim ile Ben gelirim arasındaki farkı açıklamak oldukça basit olabilir. Ama gelmişim, geliyormuşum, gelmişimdir gibi bir dizi farklı biçim arasında doğru olanı seçmek, sıradan bir insan için bazen kafa karıştırıcı olabilir. Sonuçta dil, hayatı basit hale getirmek için değil, bazen daha da karmaşık hale getirmek için kullanılıyor gibi hissediyorum.
Ve tabii, her kip ve kişi eki birleştiğinde, Türkçede anlaşılamayan “şartlar” ve “koşullar” durumu devreye giriyor. İnsanlar, bir fiilin anlamını doğru şekilde taşıyabilmek için, bazen fazladan uzun cümleler kuruyorlar. Özellikle günlük dilde, kip ve kişi eklerinin gereksiz yere kullanılması, iletişimi çok fazla karmaşık hale getirebiliyor. İhtiyacınız olanı söylemek yerine, belki de çok daha fazla karmaşık cümle yapılarıyla işinizi zora sokabiliyorsunuz. “Yapacağım” demek yerine, “Yapacak olduğum” demek, gerçekten de gereksiz bir genişletme gibi görünmüyor mu?
Sonsuz Kipler, Sonsuz Olanaklar Ama Gerçekten Gereksiz mi?
Şimdi biraz da bu kiplerin sosyal anlamına bakalım. Dilin her türlü ek ve yapıyı içermesi, onun ne kadar çeşitli ve kapsamlı olduğunun bir göstergesi olabilir. Ama bu ne kadar faydalı? Düşünün, “Gelecekte yapacağım” dedikçe, bir fiil zaten ne zaman yapılacağını gösteriyor. Ama bir de geçmişte yapmıştım, yapacağım gibi derinlemesine farklar açıldığında, bir noktada işin içinden çıkılmaz hale geliyor. Kipler ve kişi ekleri, bir noktada insanların dile hakimiyetini test ederken, diğer yandan da fazla soyutlaşmasına sebep olabiliyor.
Dil, ne kadar zengin olursa olsun, aşırı karmaşıklaşırsa, günlük iletişimde pratiklik kaybolur. Mesela, “Yapacağım” demek ile “Yapmıştım” demek arasında bu kadar ince farklar varken, hangisinin ne anlama geldiğini herkesin doğru şekilde kavrayıp hızlıca kullanması zorlaşabiliyor. Bir noktada bu kurallar, özellikle öğrenmeye çalışanlar için gereksiz bir yük haline gelebiliyor.
Sonuçta Kip ve Kişi Ekleri Ne Kadar Gerekli?
Türkçedeki kip ve kişi eki kullanımı, dilin zenginliğini artıran, anlamı kuvvetlendiren bir yapı olabilir. Ama bu yapı, bir noktada dilin fazla karmaşıklaşmasına, hatta anlamın kaybolmasına yol açabiliyor. Zengin dilin, her zaman pratikliği arttırıp insanları daha iyi anlatabileceği doğru mu? Yoksa gereksiz bir karmaşadan mı ibaret? Bunu tartışmak lazım. Eğer dil, hayatı daha net anlatmak ve anlaşılabilir kılmak içinse, belki de bazı eklerden kurtulmak gerekiyor. O zaman, dilin yapısına ne kadar bağlı kalmalıyız? İşte bu sorunun cevabını her dilseverin kendi içinde bulması gerek.