Bazen düşüncelerimizin, duygularımızın önünde gittiğini hissediyoruz. Ya da bazen bir konuya odaklanırken, yalnızca belirli bir yönünü görüp, diğer tüm olasılıkları göz ardı ediyoruz. Bu tür anlarda kör düşünce devreye giriyor. Hiçbir şeyin farkında olmadan ilerliyoruz, her şeyin kontrolümüz altında olduğunu zannediyoruz. Peki, bu kör düşünce nedir ve hayatımızı nasıl etkiler? Bir zamanlar bu soruyu sormadım. Ama bir gün, gözlerimi açan bir olayla karşılaştım ve o andan sonra her şey değişti.
Kör Düşünce: Görmeyen Gözlerin Hızla Koşması
Bir zamanlar, bir çift olarak hayatlarına devam eden Ayşe ve Emre’nin hikayesi gibi bir şey hayal edin. Ayşe, derin düşüncelere sahip, ilişkileriyle ilgili her şeyi hisseden ve kalbini dinleyen bir kadındı. Emre ise çözüm odaklıydı. Mantıklıydı, stratejilerle düşünür, duyguları bir kenara bırakır ve olayları analiz ederek ilerlerdi. Ancak bir gün, Ayşe ve Emre’nin birbirlerine karşı gösterdiği tepki, onları bilinçli ya da bilinçsizce kör düşüncenin içine sürükledi.
Emre’nin Çözüm Odaklı Yolu
Ayşe, sık sık hissettiklerini anlatmak isterdi, ama Emre, her zaman çözüm odaklı yaklaşır ve hemen bir şeyler yapma gereği hissederdi. “Senin için bir çözüm bulalım, Ayşe, sorunu çözmemiz gerek!” derdi. Ayşe’nin ise sadece dinlenmek ve anlaşılmak istemesi Emre’nin gözünden kaçıyordu. Hızla çözüm üretme çabası, Ayşe’nin içindeki karmaşayı sadece derinleştiriyordu. Emre, kendini doğru yolda hissettiği için hiçbir zaman sorunun tam olarak ne olduğunu anlamıyordu.
Ayşe’nin Empatik Dünyası
Ayşe ise duygusal bir insan olarak, her şeyi kalbiyle algılar, insanları anlama çabası gösterirdi. Ama bazen, çözüm odaklı bir yaklaşım yerine, duygularını paylaşmak ve insanlarla ilişkilerini güçlendirmek isterdi. Fakat Emre’nin sürekli çözüm önerileri, onu daha da yalnız hissettiriyordu. Ayşe’nin hissettikleri, Emre’nin pratik bakış açısına göre “gerekli olmayan” bir duygusal yüktü. Her şeyin çözümü vardı, ama Ayşe buna inanmıyordu. Duygusal bir çözüm, bazen sadece dinlemekti. Ama Emre, bunu fark etmiyordu.
Kör Düşünce: Farkında Olmadan Gözlerimizi Kapatmak
İşte, kör düşünce burada devreye giriyordu. Kör düşünce, neye odaklanacağımıza karar verdiğimizde, diğer tüm perspektifleri ve olasılıkları göz ardı etmemizdir. Her iki karakter de, bir noktada kendi bakış açılarının doğru olduğuna ve diğerinin yanlış olduğuna inandı. Emre, çözümün her şey olduğunu düşünürken, Ayşe, hislerin ve empatik anlayışın önemli olduğunu savunuyordu. İkisi de bir noktada kör düşünceye kapıldı, çünkü birbirlerinin bakış açısını görmekte zorlandılar.
Her ikisi de kendilerinin haklı olduğuna inanıyordu. Ama gerçek şu ki, her ikisinin de doğruları vardı. Emre’nin çözüm odaklı yaklaşımı, Ayşe’nin ihtiyaçlarını anlamadığı sürece sadece bir yanılsamadan ibaretti. Ayşe’nin empatik yaklaşımı ise, Emre’nin pratik zekâsını göz ardı ediyordu. Bu iki yaklaşım birbirini tamamlamalıydı, ama kör düşünce onları birbirinden uzaklaştırmıştı.
Kör Düşüncenin Etkileri ve Çözüm Yolları
Kör düşünce, bazen çok küçük bir farkındalık eksikliğiyle başlar, ama zamanla tüm ilişkilerimize sirayet edebilir. İş hayatında ya da özel hayatımızda bu körlük, sadece kendimize değil, başkalarına da zarar verebilir. Ayşe ve Emre, sonunda bir noktada, birbirlerini anlamak için yollarını değiştirmeleri gerektiğini fark ettiler. Birinin çözüm odaklı yaklaşımına, diğerinin empatik dünyasına saygı duymak, kör düşünceden kurtulmanın ilk adımıydı.
Kör Düşünceyi Aşmak İçin Neler Yapılabilir?
Kör düşünceden kurtulmak için, ilk adım, kendi bakış açımızı sorgulamak ve başkalarının bakış açılarını anlamaya çalışmaktır. Ayşe’nin yaptığı gibi, bazen sadece dinlemek yeterlidir. Emre’nin yaptığı gibi, çözüm arayışında koşmadan önce, karşımızdaki kişiyi anlamak önemlidir. Duyguları dinlemek, düşünceleri saygıyla karşılamak ve en önemlisi, herkesin farklı bir bakış açısına sahip olduğunu kabul etmek, kör düşüncenin zincirlerini kırabilir.
Sonuç
Kör düşünce, dünyamızı sadece tek bir perspektifle görmemize neden olur. Ama anlamak ve görmek, her zaman daha fazlasını içerir. Ayşe ve Emre’nin hikayesi, hayatımıza nasıl anlam katacağımızı ve kör düşünceden nasıl kaçınacağımızı anlamamız için bir fırsat sunuyor. Kendi bakış açımızla ne kadar güçlü olsak da, başkalarının görüşlerine kulak vermek, hem kendimize hem de çevremize olan farkındalığımızı artırır. Unutmayın, gözlerimizi açtığımızda her şey farklı görünebilir.