Pekmez ve Kar Ne Denir? Karsambaç’ın Sıcaklığıyla Soğuğun Hikâyesi
Bir Hikâye Paylaşmak İstiyorum
Karlı bir akşamüstü, mutfağın penceresinden dışarıdaki sessizliği izlerken aklıma yıllar önceki bir kış günü geldi. O gün, elimde bir tas pekmezle dışarı çıkmış, avlunun köşesinden en temiz karı toplamıştım. “Pekmez ve kar ne denir?” diye sormuştum anneme. Gülümseyip, “Karsambaç,” demişti; bazıları “kar helvası” da der. İşte bugün, o çocukça sorudan büyüyen bir duyguyu, bir sofranın etrafında ısınan iki insanın hikâyesini seninle paylaşmak istiyorum.
Karakterler: Mert ve Elif
Mert, aklına takılan her sorunu bir planla çözmek isteyenlerden. Çözüm odaklı, hızlı ve net. Elif ise insanı insan yapan duyguların izini sürenlerden; empatik, ilişkisel ve dikkatli bir dinleyici. İkisi de aynı mahallede büyüdü, yıllar sonra kışın en berrak gecesinde, eski bir taş evin mutfağında buluştular.
Bir Kâse Karda Saklı Cevap
Soğuğa Sıcak Bir Yöntem
O gece soba hafifçe tütüyor, camlara ince bir buğu yerleşiyordu. Elif, tezgâha bıraktığı cam kâseyi gösterdi: “Dışarıdaki taze kardan topladım,” dedi. Mert, rafın üstünden sımsıcak bir tonla parlayan üzüm pekmezini aldı. “Demek karsambaç yapıyoruz,” diye mırıldandı. Sonra ekledi: “Pekmez oranını iyi ayarlamak lazım; aksi halde ya çok yoğun olur ya da karın dokusunu bozar.” Tipik Mert… Strateji önce, duygular sonra.
Elif, bir an durdu, kardan bir tutam alıp kâseye bıraktı. “Biliyor musun,” dedi, “çocukken karın üstüne pekmez dökerken annemin sesi hâlâ kulaklarımda. İyileştiren sadece tatlı değildi; beraber olma hissiydi.” Mert kaşığı uzatırken, “Pekmez ve kar ne denir?” sorusuna bir kez daha cevap verdi: “Karsambaç—ama bence asıl adı, paylaşılan an.”
Karsambaç’ın Aslı: Basit Malzeme, Derin Anlam
Karsambaç; taze, temiz karın üzerine pekmez (bazen de şerbet ya da meyve pekmezleri) gezdirilip karıştırılmasıyla yapılan, Anadolu’nun pek çok yerinde “kar helvası” diye de bilinen yöresel bir tatlı. İhtiyaç duyduğu tek şey, mevsimin cömertliği ve evin içindeki sıcaklık. Mert ölçüleri konuşurken—“Bir kâse karı üç- dört halka pekmezle ıslatmak yeterli”—Elif, karın kıtır sesine kulak verdi. “Bak,” dedi, “duyuyor musun? Sanki kışın kalbi atıyor.”
Strateji ve Empati Aynı Masada
Mert’in Çözüm Odaklılığı
Mert için karsambaç, bir “nasıl yapılır” sorusu. Karın temizliği, pekmezin kıvamı, kasenin soğukluğu… Hepsi bir planın parçası. “Eğer kar çok ıslaksa, pekmez dağılır ve tat dengesi bozulur,” diye anlattı. “O yüzden iri taneli, yeni yağmış kar en iyisi. Pekmezi de çok akışkan yapmamak gerek.” Onun cümleleri bir reçete gibiydi; doğru adım, doğru sonuç.
Elif’in İlişkisel Yaklaşımı
Elif içinse karsambaç, bir “nasıl hissedilir” sorusu. “Karda yürürken çıkan gıcırtıyı seviyorum,” dedi. “Pekmez dökülünce kokusu çocukluğa açılıyor; annenin saçlarını kuruturken odada asılı kalan sabun kokusu gibi.” Elif, kâseyi Mert’e uzatırken ekledi: “Bu tatlının en güzel yanı, aynı kaşığın iki kişiyi birbirine yaklaştırması.”
İki Yolun Kesiştiği Nokta: Sofra
İşte karsambaç, Mert’in stratejisiyle Elif’in kalbini aynı tabakta buluşturdu. Biri tadın dengesini gözetti, diğeri hatıraların sesini çağırdı. İkisi birlikte, “Pekmez ve kar ne denir?” sorusuna yalnızca bir isim değil, bir deneyim yazdılar: Paylaşmak.
Pekmez ve Kar Ne Denir?—Karsambaç’ın Özünü Yakalamak
Karsambaç, mutfak sözlüğünde basit bir tarif gibi görünür: kar + pekmez. Ama aslında, “soğuğa şefkat katmak” demektir. Kış uzun olduğunda, kar sert ve mesafeli davrandığında, insanın elindeki tek sıcaklık bazen bir kaşık pekmez olur. Ve o pekmez, karın üstünde dans ederken bizi birbirimize yaklaştırır. Mert’in çözüm odaklılığı, tatlının “nasıl”ını kusursuzlaştırır; Elif’in empatisi, “niye”sini anlamlandırır. Biri tekniği, diğeri duyguyu getirir. Tatlıysa tam da bu kesişimde doğar.
Evde Karsambaç Yapmanın Küçük Sırları
Malzeme ve Kıvam
Yeni yağmış, temiz ve iri taneli kar kullan.
Üzüm pekmezi ya da dut pekmezi ideal—kıvamı çok akışkan değilse aroması daha belirgin olur.
Kâseyi mümkünse önceden soğut; karın erken erimesini önlersin.
Sunum ve Paylaşım
Pekmezi halkalar çizerek gezdir; her kaşıkta yoğunluk eşit kalsın.
İstersen üzerine dövülmüş ceviz, tahin ya da tarçın serpebilirsin (Elif’in önerisi).
Bir kâseyi iki kaşıkla paylaş; tatlının en güzel kısmı, sohbeti.
Yorumlara Açık Bir Soru
Mert, boşalan kâseyi sobanın yanına bıraktı: “Doğru oranı tuttursak, efsane olur,” dedi. Elif gülümsedi: “Doğru anı yakaladık ya… gerisi kendi kendine gelir.”
Şimdi sıra sende: Senin çocukluğunda “pekmez ve kar”ın adı neydi—karsambaç mı, kar helvası mı? Hangi anıları çağırıyor? Yorumlarda paylaş; belki de aynı kar tanelerini farklı hayatların pencerelerinden birlikte izleriz.