Saffet Paşa Yalısı Kimin?
Bazen bir yere giderken, o yerin tarihini bilmesen de ortamın sana “benim özel bir geçmişim var” diye fısıldadığını hissedersin. Şimdi, ben de tam olarak böyle bir durumda kaldım: Saffet Paşa Yalısı. Hani şu İstanbul’un en şık, en göz alıcı yerlerinden biri, her ziyaretçi geldiğinde hemen “Bu kimindi?” diye merak ettiği mekân. İşte ben de aynı şeyi sordum kendime: Saffet Paşa Yalısı kimin?
İstanbul’a her gittiğimde, sahil boyunca yürürken, o yalılara bakar ve içimden “Vay be, bu yalıyı kim almış? Hangi zengin ailenin mirası?” diye düşünürüm. Geçenlerde bir arkadaşım bana “Saffet Paşa Yalısı kimin?” diye sordu. Ben de öyle bir baktım ki… “Hadi canım, bende mi soruyorsun?” dedim. Yani gerçekten, yalılara olan ilgim bazen her şeyin önüne geçiyor. Ama bu soru beni düşündürttü, araştırmaya başladım ve işin içine biraz mizah da karıştı. Hadi gelin, Saffet Paşa Yalısı’nın kim olduğunu keşfederken, biraz da gülümseyelim.
Saffet Paşa Kimdir?
Öncelikle, Saffet Paşa’nın kim olduğunu öğrenmek gerekiyor. Yani yalının sahibi, ya da bir zamanlar sahibi kim? 19. yüzyılın ortalarına kadar gideceğiz, biraz nostalji var bu yazının içinde. Saffet Paşa, Osmanlı döneminin önemli devlet adamlarından biri. Peki, adam ne yapmış da böyle bir yalı inşa ettirmiş?
Vallahi ben de hep böyle düşündüm: “Saffet Paşa, kesin bir Osmanlı veziri, belki de padişahın sağ kolu.” Ama meğerse, adamın asıl işi daha çok diplomasi, bir nevi bürokrasi. Tabi o zamanlar bürokrasi deyince, bizim “eee, biraz evrak işleri” dediğimiz şeyler yok, işler daha ağır. Saffet Paşa da devlet işleriyle uğraşan, zamanında önemli görevlerde bulunan bir kişi. Ama esas önemli olan, bu paşanın bu yalıyı yaptırmak için biraz servet harcadığı ve burayı tam anlamıyla bir yaşam alanı haline getirdiği gerçeği.
Saffet Paşa Yalısı: Efsane Bir Bina mı, Yalnızca Bir Konak mı?
Saffet Paşa Yalısı, sıradan bir konak değil, kesinlikle. Bu yalı, o kadar zarif ve büyük ki, içine girdiğinizde “Yahu ben buraya nasıl sığdım?” diye sorarsınız. Yalının içindeki her oda, adeta bir zaman kapsülü gibi. Zengin, gösterişli ama bir o kadar da zarif. Giriş kısmı o kadar büyük ki, sanki bir Osmanlı padişahının huzuruna çıkıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Ama işin komik kısmı şu: Yalıya bakarken “Acaba Saffet Paşa da bir zamanlar benim gibi cebimde birkaç kuruşla yürürken buralarda mı düşünüyordu?” sorusunu kendinize sormadan edemiyorsunuz.
Şöyle bir anı var aklımda: Bir arkadaşım, Saffet Paşa Yalısı’na ilk kez gittiğinde, etrafında bir grup turistle dolaşıyorduk. Yalıyı gezip her odada “Vay be, şu halıya bak, şu duvara bak” falan diyerek geziyoruz. Bir noktada arkadaşım bana dönüp, “Saffet Paşa Yalısı kimin?” diye sordu. Ben de bir anlığına gözümde yalıyı hayal ettim ve cevap verdim: “Efsane bir zengin adamın yalıya dönüştüğü hali!” Gerçekten, öyle değil mi? Zenginliğin ve gücün somut bir ifadesi.
Saffet Paşa Yalısı’nın Sahibi Bugün Kim?
Aslında bu sorunun cevabı biraz karmaşık. Zamanla, Saffet Paşa Yalısı’nın sahipleri değişmiş. Hani, o eski hikâyelerde “bir zamanlar bu evde yaşayanlar kimlerdi?” diye okursunuz ya, işte Saffet Paşa Yalısı da tam olarak böyle bir yer. Şu anda özel bir mülkiyete sahip olsa da, tarihsel açıdan birçok kişinin ellerinde bulunmuş. Günümüzde de, bazı olaylar ve etkinlikler için kullanılan bir yer hâline gelmiş. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Yalı, zamanla yalnızca bir ev olmaktan çıkıp, bir kültür ve tarih simgesine dönüşmüş.
Yalıyı Gezerken Kendimi Kaybettim: İç Sesimle Konuşmalar
Geçenlerde bir başka arkadaşım, “Saffet Paşa Yalısı’nı gezmek ister misin?” diye sordu. O an bir durakladım, çünkü insan bazen eski yerleri gezdiğinde kendini kaybediyor. Hani şöyle diyaloglar geçiyor iç sesimde:
– “Evet, ben de diyorum ki… Bu yalıda bir gece geçirebilirim.”
– “Hadi ama, kimsin sen? Herhangi biri gibi gezmeye geldin.”
Ama, sonunda kabul ettim ve bir tur attık. İçerisi harika, gerçekten. Ama işte ben bir tür “yalı gezgini” oldum, yani fazla takıldım! “Burası benim evim olsa nasıl döşerdim? Şu odada nasıl bir halı olurdu?” gibi sorular kafamda dönüp duruyordu.
Sonuç Olarak
Saffet Paşa Yalısı, geçmişin ihtişamının ve şıklığının bir hatırlatıcısı olarak hâlâ İstanbul’da yerini koruyor. Kiminin gözünde eski bir malikâne, kiminin gözünde ise tarihi bir miras. Ama ne olursa olsun, bu yalı, Osmanlı’dan günümüze kadar önemli bir yerleşim birimi olarak öne çıkıyor. Saffet Paşa da zamanında bu muazzam yapıyı inşa ettirirken, bir parça da ruhunu miras bırakmış gibi. Belki de her şık bina gibi, Saffet Paşa Yalısı da aslında sadece duvarlardan ibaret değil; bir dönemin, bir kültürün ve bir hikâyenin yansıması.
Saffet Paşa Yalısı’nı kimse tam olarak bilemez ama o, İstanbul’un bir parçası olarak, bize geçmişin heybetini ve bugünün nezaketini hatırlatıyor.